29 Temmuz 2010 Perşembe

Avrupalı Fenerbahçe


Böylesi kötü futbolla sonuçlanan bir maçtan sonra Avrupalı Fenerbahçe ne alaka diyeniniz olacaktır, doğaldır. Bunun şahsımca iki sebebi var. Birincisi yıllardır alışılagelmişin dışında bir forma rengi ile Fenerbahçe'nin Türkiye'de de alışmadığımız forması, ikincisi ise tamamıyle performans ve skorun ters orantısı.

Bu ikinci sebebi biraz açmamız gerekirse; yıllarca Avrupa da başarısız serüvenler geçirdik, bunların arasında çok iyi futbol oynayıp tersine haketmediğimiz sonuçlar aldığımız maçlar da oldu. İşte bu durum sanki bugün tersine dönmüştü, çok kötü futbola rağmen bulunan iki gol ve kim ne derse desin avantajlı skor. Yıllardır o özenerek baktığımız, ulan adamlar iki kere kalemize geldi iki gol attı turu aldı dediğimiz takımlar gibi olduk. Şu maçta beni sevindiren tek gelişme budur, kötü oynarkende işimize yarayabilen skor alabilmemiz. Hatta o penaltı olmasa maçta Rıdvan'ın da dediği gibi bu futbola müthiş sonuçla dönecektik.

Avrupalı dememizin sebepleri geçtikten sonra kısaca maç değerlendirmesi yapalım. Peşinen şunu söyleyelim, bu takım hazır değil. Ayrıca hazır olmamasının yanında çok eksik. Açıkcası ben bugün Aykut hocanın yaptırmak istediklerini ama çoğunlukla yapılamayan her şeyi beğendim. Mesela izlemiş Young Boys'un kısa-uzun pas başarısını buna önlem olarak futbolcularına alanı sürekli daraltmalarını tembihlemiş. Ama senin taktiğin ne kadar iyi ve tutarlı olursa olsun malzemen kıtsa ne yapabilirsin? Önder alanı daraltayım derken kanadındaki adamı boş bırakırsa Aykut hoca ne yapsın? 

Sakatlığı geçip takıma gelecek olanlar haricinde, defans, ön libero, forvet ve bir de yedek kaleci kesinlikle şart. Bir çok kulvarda başarıya oynamak istiyorsanız kadro derinliği yadsınamaz bir gereklilik. Şu gün Volkan sakatlansa arkamıza yaslanıp maçı izletecek bir yedek kalecimiz yok. Anti parantez bana kalırsa Volkan Babacan Bank Asya kalitesinde bir kalecidir, nerde kaldı Süper Lig nerde kaldı koca Fenerbahçe. Bekir, İlhan büyük takım stoperi asla olamazlar bundan dolayı defansa takviye şart. Bilica kontenjandan yedek kalmasaydı bir nebze tamam diyebilirdik Lugano dönünce. Ön liberoya da iyi bir yerli şart malum sebeplerden. Forvet zaten gelecek onu yazmaya gerek yok.

Kısacası bu maç ne kadar ciddi olursa olsun bir ölçü olamazdı, karşıda bize nispeten çok daha hazır bir takım vardı ve cidden zor bir maçtı. Yukarıda da dediğim gibi ben kötü futbola rağmen Aykut hocanın yaptırmak istediklerini çok beğendim, Deivid değişikliği hariç değişiklikleri de mantıklıydı. Elindeki malzeme biraz daha kaliteli hale gelince her şey daha iyi olacaktır.

Son paragrafta biraz da Young Boys'dan bahsetmek lazım. Bu takım bizim rakibimiz olmasa, izlemiş olsam şu maçı, kesinlikle yollarına devam etmelerini isterdim. Gerek pas trafikleri olsun gerek uyumları olsun çok başarılılar çok beğendim. Yumuşak yanları ise defansları ve forvetleri. Defansları başarısız, kademe anlayışı kötü. Forvet desen forvetsiz gibi oynadılar bugün, ayrıca tüm oyuncularına bitiricilik açısından biraz daha çalışma şart. Bu kadar diri ve başarılı bir takım beklemiyordum. Özellikle Sutter ve Degen'i ve aralarındaki uyumu çok beğendim.

İkinci maçta korkuya, tedirginliğe gerek yok. Herkes rahat olsun. Turu geçeceğiz, inancım tam.

Son olarak; yürü be Aykut hocam, desteğimiz sana tamdır.

10 Temmuz 2010 Cumartesi

Parliament Mavisi Forma


Bugünlerde çıkan söylentiye göre yeni sezonun, yeni tasarım forması "Parliament mavisi" forma olacakmış. Heyecanla bekliyoruz artık tanıtımı. Olursa nasıl olur? Süper olur kesinlikle ve ilk müşterilerinden biri olurum.

3 Temmuz 2010 Cumartesi

Panenka Penaltısı: Bilinen Adıyla Totti Penaltısı


Biraz önce penaltı atışları sonucu biten Uruguay - Gana maçının sonucunu Abreu'nun attığı penaltı belirledi. Abreu penaltıyı herkesin "Totti penaltısı" diye bildiği şekilde -topa yavaşça gelerek hafif bir aşırtmayla kalenin ortasına bırakılması- şeklinde kullandı. Peki ama herkesin "Totti penaltısı" diye bildiği bu penaltı atış şekili acaba cidden ilk Totti tarafından mı kullanılmıştı?

Bunun cevabı başlığımızda da görüldüğü üzere, hayır. Bu penaltı atış şeklini ilk olarak 20 Haziran 1976 Çekovlovakya - Batı Almanya maçında Çekoslavak futbolcu Antonin Panenka tarafından kullanılmıştı. O sıralar dünyanın en iyi kalecisi olarak gösterilen Maier ise penaltı karşısında çaresizdir. Bu penaltı sonrasında Pele'nin "Ya bir deli ya bir dâhi bu penaltıyı böyle kullanırdı." dediği söylenir.

 Bu penaltıyı izlemek isterseniz;

Related Posts with Thumbnails