Bu blogda ilk kez Trabzonspor yazacağım, belki de son kez. Küfür etmeye gelenlere peşinen söyleyeyim konu "futbol" değil, "sosyal" içerikli.
Kazım Koyuncu, Karadeniz coğrafyasının modern müziğini ülkeye duyuran adam olarak tanındı. Ölümü ile birlikte yayılan ünü ise "güzel adamlar öldükten sonra değerlenir" sözüne harfiyen uyuyordu. Aslında onu Karadeniz dahil ülke çapında bir çok insan sadece müziğiyle, yaptığı şarkılarla tanıdı. Oysa ki Kazım siyasi ve hayata bakış açısıyla da çok sağlam duruş gösteren "nadir sanatçı"lardan biriydi.
Duyuyoruz ki Trabzonspor 10 milyon dolar gelir elde etmek için güzelim Uzungöl'de bir HES projesine girişiyormuş. Zaten HES'lere karşı olan benim aklıma bu sefer ilk olarak bu duruma karşı oluşum değil Kazım geldi. Onun yaşadığı süreçte bu ve bunun gibi konularda verdiği mücadele geldi. Hatırlayan var mı?
Kazım'ın Trabzonsporluluğuyla övünen kitleden, herhangi bir insandan bu işe karşı ne bir tepki duydum ne de bir kelam laf (bazı insanları tenzih ederim). O zaman bu işin içinde bir samimiyetsizlik ararım ben. Ben aslen Rize Ardeşenliyim, üstüne Fenerbahçe taraftarıyım. Kısacası Trabzon ve Trabzonspor taraftarının sevmediği tüm coğrafi ve futbol özellikleri bünyemde mevcut. Bir kaç sivri dilli arkadaş çıkacak muhtemelen "sanane" diyecek, ama öyle değil arkadaşım hele bir soluklan.
Neden mi öyle değil? Çünkü Kazım bize müziğini, duruşunu miras bırakıp buralardan giderken size ekstradan bir de takım sevdasını miras bıraktı. Ben bile şu işten duyduğum öfke ve rahatsızlıkla konuşma ihtiyacı duyuyorken sen susuyorsan "sanane" demek sana değil bana düşer.
Siz bu işi durdurmadığınız sürece, tepkinizi koymadığınız sürece Kazım emin olun ki Trabzonsporlu falan değil. Hatta yaşıyor olsa eminim ki söyleyeceği şey "Trabzonspor bu projeden vazgeçene kadar ne takımı desteklerim ne maçlarına giderim" olacaktı, eminim. Ama yok siz bu söylediğimi de kabullenmezsiniz değil mi? Çünkü öncelik para, samimiyet, Kazım'ın ruhu sadece ihtiyaç olduğu anlarda lazım size. Ya para? Her zaman. Yazık...
Bir gün sadece ağzınızda olan "endüstriyel futbol" goygoyunu cidden bir tarafa koyabilir, hayata karşı bir duruş sahibi olursanız ve en önemlisi de parayı bir kenara koyabilirseniz benim ve Kazım'ın ne demek istediğini, aslında gerçeklerin ne olduğunu anlayacaksınız. O gün olur da gelecek olursa ben sizinle kol kola maç izleyeceğim, mesela maçtan beraber çıkıp belki HES'leri protesto etmeye de gideriz?
Kazım için, onun gibiler için denemeye değmez mi? Nefret tohumlarını yakın, tekrar kol kola maç izleyelim.
1 yorum:
- Trabzonsporluluğunuz, yöresel bir takım nedenlere mi dayanıyor?
- Hayır, sadece bununla açıklanamaz. Trabzonspor’un bendeki ifadesi, statükonun karşısında yer alması, statükoyu parçalaması, güçlülere karşı güçsüzlerin var olduğunu ve onların da bir şeyler yapabileceğini göstermesidir. Trabzonspor, sadece bir yöre takımı olarak ben de ifade bulmuş olsaydı, bu lokal bir şey olurdu ve de çok doğru temellere oturmamış olurdu. Oysa Trabzonspor, sadece Trabzon’ u değil tüm Karadeniz’i aşmış bir olgu. Evrensel değerlere sahip olan benim için de Trabzonspor, Türk futbolunun en evrensel değeri ve en önemli unsurudur.
http://rakamla10.blogspot.com/2010/06/kazm-koyuncu-roportaj.html
Aslında bu röportajında Kazım Abimiz en güzel şekilde anlatıyor neden Trabzonspor'u desteklediğini. Onun desteklediği Trabzonspor ile bugünkü Trabzonspor arasındaki duruma bakarsak yaşasaydı yine Trabzonspor'u destekler miydi tartışılır. Bence de desteklemezdi. Karadeniz'e sahil yolu yapılmasına şiddetle karşı çıkan bir kişi, sahil yolundan daha feci bir projeye daha fazla karşı çıkar, tepkisini de dile getirirdi. Çünkü Kazım Abinin kişiliği, karakteri bunu gerektiriyor. Öyle de olmalıydı zaten.
Bu bağlamda yazdığın yazı için çok teşekkür ediyorum abi. Duygularıma tercüman oldun gerçekten. Kazım Koyuncu'yu Trabzonsporlu diye sahiplenip onun düşüncelerini yaşamayacaksanız zaten bırakın tutmayın Trabzonspor'u.
Bu sene Şükrü Saraçoğlu'nda maç sonrası "Hayde" parçası çalındığında tepki gösteren Trabzonsporlu arkadaşlar bunu yapacağına yönetimlerinin "maddiyat" üzerin yapacağı doğa tahribatına karşı çıksaydılar çok daha anlamlı ve doğru olurdu Kazım Koyuncu'ya sahip çıkma anlamında.
Yorum Gönder