Aylar geçti çubukluyu ciddi şekilde sahada görmeyeli. Benim gibi hazırlık maçlarını sevemeyen adamlar için eziyet aylarının bitmesi demektir ilk resmi maç. Kiminle olduğu, ne olduğu pek önemli değil, Fenerbahçe'ye kavuşacağız sonuçta.
Tabii bir de, geçen seneden kalan hevesin, yıkılan planların başladığı yere gitmek istiyoruz. Şampiyonlar Ligi herkes için güzel bir hayaldir. Müziğini hayal edip mutlu olunabilecek bir ortam, büyük bir sahne. Özellikle Zico'nun yaşattıklarından sonra bizim için içten bir hayal olmuştur hep, güzeldir. O yüzden de daha bir önemliydi maç.
Hazırlık maçlarını sevmesem de izliyorum mecburen. Takım orada da bağırıyordu ''Hazır değilim!'' diye ama bu uyuşukluğu da beklemiyorduk. Maça çok kötü başladık, zaman geçtikçe takım oturacaktır dedik oturmadı. Kadro yapısının iki senedir özel bir sıkıntısı var; kapanan takımlara karşı çözüm üretemiyoruz. Topu gerektiği kadar hızlı çeviremiyoruz, kanatlar gerektiği kadar sağlam bindiremiyor ve gerektiği kadar şut da çekemiyoruz. Yine aynı sıkıntılarla başladı maç.
Şu malum berbat deplasman dönemimizi hatırlatan bir tablo vardı ortada. Maç boyu top bir şekilde ortada dönecek, net pozisyona giremeyeceğiz ve sakat bir gol yiyeceğiz. Oldu da. Benim için atılan son golün pek bir önemi yok. Takım ikinci maçta çıkıp turu istediğini göstermek istiyorsa bu 1-0 gibi bir skorla olmasın zaten.
Topu çevirme ve akıcılık yönünde hala daha sınıf atlayamadığımız aşikar. Bunu sadece bir orta saha transferine bağlamak da çok yanlış olur. Stoch kayıp, Gökhan hala daha o çizgiyi yakalayamıyor ve yakalayamayacak diye de çok korkuyorum. Mehmet Topal'a kızamıyorum. Adam bu. Daha çok savunma yönü için alındı zaten ve topu da gerektiği gibi çevirdi, özellikle ikinci yarıda. Ben Aykut Hoca'nın Mehmet'e daha çok ileri çıkmasını falan söylediğini zannetmiyorum. Sorun yine ve yeniden Cristian'ın akıcı olamayan oyunu. Bir şeyler eksik ama ne bilmiyorum. Cristian sezonun son kısmı ve hazırlık dönemini gerçekten iyi geçiren bir oyuncu. Güveninin yerine geldiği her halinden belli oluyor ama ben orta sahanın özellikle savunma yönünü iyi yaptığına inanmıyorum. Kadıköy'de izlediğim son Galatasaray maçında Melo'nun omzuna basıp aldığı topları gördükten sonra da iyice tatmin oldum. Cristian savurgan bir adam. İkili mücadeleyi pek beceremeyen bir adam. Omzunu koyup, topu alıp takımı ateşleyecek bir adam değil. Aykut Hoca da buna inanmaya başladı ki O'nu daha çok hücuma yönlendirdi. Orada da gerekli akıcılığı her zaman sağlayamıyor. Dün bir kaç pastan sonra çok güzel koşular yaptı. Aldı, verdi takımı oynattı ama uzun süre yine kayıptı. İşte bu devamlılık bizim aradığımız şey zaten. Emre bu işi yapabildiği kadar yapıyordu. O yüzden de orta saha transferi mühim. Bunları söylerken Stoch'un toparlanacağını ve takımın Kuyt'ın oynaması gereken yeri benimseyeceğini umuyorum.
Kuyt'a ayrı bir parantez açmak şart. Adamın paçalarından kalite akıyor. Sahanın her yerinde, en az bir Mehmet Topuz savaşçılığı ile sağ kanatta duruyor ama yeri orası değil. Zaten o da daha çok 'iç forvet' gibi kayıyor ataklarda. Bu pek denemediğimiz bir sistem, en son Deivid bu işi yapmıştı. İşte burada kilit nokta iç forvet değil de Gökhan Gönül. Gökhan beklediğimiz noktaya ulaşırsa eğer, Kuyt çok büyük işler yapar. Fakat dünkü oyunu devam ettirecekse Kuyt ilk yarıda olduğu gibi yine defans ve forvet arasında kalmış adamı oynar. Hem adama, hem izleyeceğimiz güzel takip gollerine ayıp ederiz. Kuyt değerli bir parça, kullanılmalı.
İşin Semih kısmı var bir de. Ne oldu, ne bitti bilinmez ama Semih iki senedir yok. Ciddi anlamda sadece bir maç olsun iyi oynadığını hatırlamıyorum. Sanki yeteneklerini kaybetti. Hoca sürekli bir şans verme çabasında ama olmuyor. Bu kısımda Bienvenu de hakkı olan süreleri alamıyor. Tabii ki hoca takımı çalıştırıyor, tabii ki o bizden daha çok şey gördü ama Semih bu. Artık daha fazlası da olmayacak gibi duruyor. Bu yönden de bir forvet daha lazım, ben pek sıcak bakmıyordum ama artık bu ihtiyacı kabul ediyorum. Sow'a da inanılmaz haksızlık yapılıyor. Adam geldi, takıma alışamadan çıktığı maçlarda Semih ve Bienvenu'nün tüm sezon veremediği her şeyi verdi. Gollerini attı, çalıştı. Şimdi basın tarafından yaratılan sorun var imajının üzerine bir de isteksiz sıfatı yerleştirildi. Adamın tüm idman fotoğraflarında gülmesi de ayrı bir ironi olsa gerek. Sow çok değerli bir adam, bizim taraftarın linç kültürüne kurban gitmez umarım.
Defansımızın 'bence' en sıkıntısız bölge. Egemen ilk maçında pek iyi bir duruş sergileyemese de her türlü oraya koyulup, rahat edilebilecek bir adam. Yapılan aşırı eleştirileri anlamıyorum, sanki adamı ilk kez izliyoruz. Egemen belirli seviyenin üstünde bir defans adamıdır, her türlü iyi transferdir. Dünkü pozisyonda da, O'nun yaptığı hatadan çok Mehmet Topal'ın attığı pas konuşulsun bence. Bu şekilde belki daha iyi yerlere gelebiliriz. Bekir ise gurur kaynağı, emeğin karşılığı. Her gördüğümde mutlu oluyorum. Türk futbolcunun en büyük eksiği olan vücut sorununu da aştı. Resmen çalışmış, formasının kollarından belli oluyor. Kuvveti inanılmaz arttı. Top hakimiyeti zaten gayet iyi. Bekir'in yedek kalacak olması beni üzüyor, o kadar söyleyeyim. Bir de sağ beke mahkum bırakıldığı günlere çok üzülüyorum. Gökhan'dan çok bahsettim, direk olarak Hasan Ali'ye geçmek istiyorum. Beni en çok şaşırtan transfer Hasan Ali oldu. Hazırlık döneminin benim açımdan en iyi ismiydi. Kendine güveni tam, hareketleri yerindeydi. Dün çok fazla o havayı yansıtamamış olsa da ilk maçına veriyorum. Hasan Ali iyi işler yapacak, beklediğimden daha iyi işler hatta.
Volkan ve Alex'ten bahsetmek saçmalık gibi geliyor. Volkan kısmı için artık sadece, ''Futbol hayatının sonuna kadar kal ve yaşayan efsanemiz ol'' diyorum. Her nesile böyle bir adam şart. Alex için ise üzülüyorum. Çocukluk kahramanım Aykut Kocaman ve gençlik kahramanım Alex'in belki de verimli olacakları son yılı. Ve o yılın ilk maçını dün oynadık. Bir çeyrek final veya bir şampiyonluk kupası daha görmek istiyorum bu adamla. Eğer mümkünse.
Sonuç olarak takım iyi değildi. İyi olacak mı? Bence olacak. Transferler geç kaldı mı? Şüphesiz. Başlığı atmamın sebebi de bu zaten. Transfer konusunda Aykut Hoca geldiğinden beri harika işler yapıyoruz, kabul. Ama bu kadar geç kalmak olmaz, olmamalı. Takım çalışırken beraber çalışmalı. Takım 'takım' olabilmek için bunlara muhtaç. Bu konu artık hangi sene geldiğinde çözüme kavuşur bilmiyorum ama gerçekten can sıkıyor.
Tabii işin teferruat kısmı bunlar. Fenerbahçe'yi çok özlemişiz. Dün sinirli sinirli ikinci maçın tarihine bakarken fark ettim. Bizim, en azından inananların Kocaman umutları olmalı. Yanlışlar var, yanlışlar olacak ama iyiyiz. İki senede aldığımız yol iyi, gidilen yer iyi. Güzel şeyler göreceğiz, inanıyorum.
--
Yazıdan bağımsız, ek olarak : Benim yazdığım maç yazıları böyle olacak. Dakika dakika pozisyonları bekliyorsanız sizi herhangi bir spor sitesine alalım sevgili okur. Ben işin içine girmeyi seviyorum, Erdal ne yapar bilmiyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder