5 Ağustos 2012 Pazar

Oyuncu Tanıtımları #1 | Volkan Demirel



Volkan Kartal'dan Fenerbahçe'ye geldiğinde herhangi bir transferden farklı değildi. Özellikle felaket saçları, fazla gözüken kiloları derken dışarıdan bakınca umut verdiği söylenemezdi. Malum Daum dönemine kadar da çıktığı hiçbir maçta iyi kaleci olacağı yönünde bir şey görememiştik. En azından ben görememiştim. Daum'un yıllarca unutulmayacak Volkan açıklamaları, Enke faciası derken rotasyonumuz nasıl olduysa Volkan - Recep'e kadar düştü. O dönemler benim açımdan kabus gibiydi. Recep'in Sergen'den yediği gol, Volkan'ın yediği ve tek seçeneğe indirilemeyecek kadar fazla olan golleri derken kaleye bakınca asla güven hissedemiyordum. Bir de liseden yakın bir arkadaşımın Volkan'ın kuzeni olduğunu öğrendim. O dönemler rahat rahat da kızamıyordum adama. Hep içimde kalmıştır.

Sonrasında Volkan'a neden güvendik, nasıl dayandık bilemiyorum ama bir kaleci ne kadar gelişebilirse o kadar gelişti. Önüne jöle kutusu atılan adam şimdi sayılı kalecilerden birisi oldu. Peki Volkan ne yaptı? Volkan'ın geldiği ilk günden itibaren büyük bir avantjı vardı zaten. Vücut yapısına göre olmayacak derecede atletikti. Eğer çalışırsa da o hantal halini atacağı belliydi. Yani işin ucu her türlü bizim futbolcularımızın eksik olduğu noktaya çıkıyordu : Kuvvet ve vücut çalışma. Alt yapılardan çıkan bütün adamlar çöp gibi. Bir tane kuvvetli, tuttuğunu koparan adam gelmiyor, gelemiyor. Volkan öncelikle bu işi iyi halleti. Zayıfladı. Zayıflarken de vücudunu kuvvetlendirdi. İlk senelerdeki fotoğraflarından sonra bu seneye dönüp bakarsanız vücudunun ne hale geldiğini rahatlıkla görebilirsiniz. Taraftarın tepkilerinden sonra onlara sataşmak yerine nasıl olduysa susup sırasını beklemeyi seçti. O dönemde Volkan'a kim akıl hocalığı yaptıysa hakkını vermek lazım.

Volkan belirli bir zamandan sonra kalede olabileceği imajını vermişti zaten ama bu sefer de daha büyük bir sorun çıktı ortaya. Maç içerisinde soğuk kaldığı zaman hiç kabul edilemeyecek goller yemeye başladı. Bu benim açımdan atlatılmış en büyük engeldir. Bir kaleci veya oyuncu bu mental eşiği aşabiliyorsa her şeyi başarır ki Volkan başardı. Bunda saç kesimi seçimindeki inanılmaz doğru hamlelerinin de etkisi olabilir, bilemiyorum. Malum Schalke maçından sonra o hataları seyrek görmeye başladık. O kadar bariz ve can yakan son hatası Sevilla maçındaydı ki penaltılarda neler yaptığını hiçbir zaman unutamam. İşte bu O'nun ne gibi bir gelişim gösterdiğini en iyi anlatan örnek olsa gerek. Arada Türkiye maçlarında hakim olamadığı sinir harpleri, Lincoln olayı ve son yaşanan fotoğraf çekme hadisesi de oldu. Volkan böyle bir adam. Onlarda da ilk geldiği andan itibaren gözle görülür bir düşüş var. Kariyerinin son senelerine doğru onlardan da eser kalmayacaktır eminim. Fakat bu sinir bağlamında değişmeyen bir tek şey olacak : Volkan gergin ortamlardan beslenen, daha da büyüyen bir kaleci. Arena, Avni Aker maçları hafızlaramızda taze duruyor.

Bu ve bunun gibi efsane performanslarla özellikle son iki senedir inanılmaz güven veren ve kazandığımız her başarıda büyük işlere imza atmış bir adam haline geldi. Takım otobüsü görüntülerinden de anlayacağımız üzere, takım içerisinde de çok seviliyor. Sevginin ötesinde fazla da saygı duyuluyor. İlk yarısına geride girdiğimiz ve kazandığımız bir maçın sonrasında neredeyse herkes Volkan'ın devre arasında yaptığı sert konuşmadan bahsetmişti.

Kötü yanları da var elbet. Ben hala daha karşı karşıya kaldığı pozisyonlarda çok fazla 'küçüldüğünü' düşünüyorum. Kapı gibi adam birden ellerini kollarını çok ufak bir alana yayarak atlıyor. Böyle yediği çok fazla gol var. Ciddi anlamda bunun üzerinde durması gerekiyor. Yan toplarda da bazı eksikleri var ama en çok geliştrdiği noktalardan biri de bu oldu sanırım.

Her şeyin ötesinde, her devrin unutulmayacak ve efsane olacak bir adama ihtiyacı vardır. Nasıl ki büyüklerimiz bize Lefter'i anlattı, nasıl ki babalarımız bize Aykut'u, Rıdvan'ı anlattı. Bizim dönemimizden bize kalan iki adam var. Birisi kaptan, birisi Volkan. Bu yüzden söylediği gibi Fenerbahçe forması altında futbolu bırakmasını istiyorum. Çocuklarımıza O'nun bu garip gelişimini ve nasıl bir Fenerbahçeli olduğunu anlatalım istiyorum. Erdal ile de konuştuk. Eğer Volkan da giderse Alex dışında anlatılacak tek adam Selçuk kalıyor. Eyvallah yüreği yeter ama yürek de bir yere kadar.

Hayatta ne olacağını bilemiyorsunuz. Belki ayrılmak zorunda kalır, belki başka bir şey ama ne olursa olsun şuradaki koşuşunu hep hatırlayacağım, yüreğine sağlık : http://www.youtube.com/watch?v=Tf8rNcjCKqg
--

Blogun artık iyiden iyiye aktif olmaya başlaması gerektiğini düşünüyoruz. Bu yüzden de bazı yazılar yazmaya başladık, yayınladık. Şimdi de daha düzenli bir yazı hayatı için bizce büyük bir adım atıyoruz. Fenerbahçe'nin her oyuncusunu tek tek tanıtmaya karar verdik. İlk önce sadece futbol olarak düşünsek de basketbol kısmına da girebileceğimizi belirtip fazla da umut vermek istemiyoruz. Bunun düzenli olacağı sözünü de daha bir sağlam vermiş olalım, takipte kalın.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails